top of page

KONUT VE İŞ YERİ İHTİYACI NEDENİ İLE TAHLİYE

Konut ve iş yeri ihtiyacı nedeni ile tahliye sebepleri nelerdir?


Konut ve iş yeri ihtiyacı nedeni ile kiracı tahliyesi nasıl yapılır? Konut ihtiyacının varlığı, gereksinimin gerçek ve samimi olması, davayı kimlerin açabileceği ve dava açma süreleri nelerdir?


Maliki olunan ya da kiraya verilen konuta ya da iş yerine ihtiyacımız olduğunda, kira sözleşmesi nasıl sona erdirilir? İhtiyaç nedeniyle tahliye davası nasıl ve kimler tarafından açılabilir? Dava açma süreleri nedir? İhtiyacın gerçek ve samimi olması ne demektir?



Taraflar arası kira sözleşmeleri Borçlar Kanunu gereği birçok sebeple sona erdirilebilmektedir. Bu sebeplerden birisi de konut veya iş yeri ihtiyacı sebebiyle tahliye talebidir. Bu sebeple dava açabilmenin şartlarını makalemizde ele aldık. Yeni malikin gereksiniminden dolayı tahliye davasını başka bir makalemizde ele alacağız.


Kanuni Düzenleme


Borçlar Kanununda konu ile ilgili düzenleme şu şekildedir.

a. Gereksinim, yeniden inşa ve imar

" MADDE 350- Kiraya veren, kira sözleşmesini;

1. Kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa,

2. Kiralananın yeniden inşası veya imarı amacıyla esaslı onarımı, genişletilmesi ya da değiştirilmesi gerekli ve bu işler sırasında kiralananın kullanımı imkânsız ise, belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açacağı dava ile sona erdirebilir. "


İhtiyacın İspatı ile Gerçek, Samimi ve Zorunlu Olması

İhtiyaç nedeniyle tahliyenin yapılabilmesi için konut veya iş yerine olan ihtiyacın ispatlanabilmesi gerekmektedir. Bu ihtiyacın ayrıca gerçek, samimi ve zorunlu olması gerekecektir. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Bu ihtiyacın gerçek veya samimi olup olmadığı mahkeme tarafından değerlendirilecektir. "Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2013/14490 E.  ,  2013/14951 K. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez."


İhtiyacın Doğmuş Olması


Henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaçlar da tahliye sebebi olarak sayılamayacaktır ve doğmamış ihtiyaç için açılan tahliye davası dinlenilmeyecektir. Ayrıca bu ihtiyacın yargılama boyunca devam etmesi gerekir.


" Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2013/7288 E. , 2013/10048 K. ...Davacı dava dilekçesinde; yaşlılık ve sağlık sorunları nedeniyle oğlunun bakımına muhtaç olduğunu, İstanbul’da bulunan oğlunun yakında emekli olacağını ve taşınmaza ihtiyacı olduğunu, bu nedenle oğlunu kendi evinde oturtmak istediğinden bahisle kiralananın tahliyesini talep etmiştir. Davalı ihtiyaç iddiasının samimi olmadığını, davanın reddini savunmuştur. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Olayımıza gelince; davacının oğlunun dava açıldığı tarihte İstanbul’da oturduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı oğlunun dava açılış tarihinde ve yargılama aşamasında yerleşeceğini iddia ettiği Karabük iline gelmek için her hangi bir girişimde bulunmadığı dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Bu nedenle henüz ihtiyaç doğmamıştır. Doğmamış ihtiyaç için açılan tahliye davası dinlenemez. Bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile tahliye kararı verilmesi hatalı olmuştur. Hüküm bu nedenlerle bozulmalıdır.SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA..."


Yazlık Olarak Kullanmak için İhtiyaçtan Dolayı Tahliye


Yazlık olarak kullanmak maksadıyla ihtiyaç nedeniyle tahliye için tahliye davası açılabilecektir. Yazlık ihtiyacı da sürekli konutun devamı nitelinde bir ihtiyaçtır. Bu konuda önem arz eden husus; kiralananın konumu ve mimari yapısı yönünden gerçek bir yazlık niteliğini taşıyıp taşımadığıdır. Yazlık niteliğini taşımayan konutlar için ihtiyacın geçici olacağı, geçici ihtiyaç için de tahliyeye karar verilemeyeceği gündeme gelebilecektir.

" Yargıtay 6. Hukuk Dairesi         2014/11405 E.  ,  2014/11609 K."İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Erdek Sulh Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 11/07/2014NUMARASI : 2013/212-2014/300 Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, akde aykırılık ve ihtiyaç nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu taşınmazın mesken olarak kiralanmasına rağmen davalı tarafından işyeri olarak kullanıldığını bu nedenle akde aykırılık nedeniyle, kiralanan taşınmaza müvekkilinin yazlık olarak kullanmak üzere ihtiyacı bulunduğunu bu nedenle de ihtiyaç nedeniyle kiralanan taşınmazın tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, kiralanan taşınmazın işyeri olarak kullanılmadığını, yazlık ihtiyacı nedeniyle de tahliye davası açılamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece,davanın reddine karar verilmiştir.1-Dosya kapsamına, toplanan delillere, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verilmiş olmasına ve takdirde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.2-Davacı vekilinin ihtiyaç nedeniyle tahliye istemine yönelik temyiz itirazlarına gelince ; Davada dayanılan ve hükme esas alınan 01.06.2010 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı yazlık konut ihtiyacına dayanarak kiralanan taşınmazın tahliyesini talep etmiş,Mahkemece yazlık konut ihtiyacının gerçek anlamda konut ihtiyacı olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle ihtiyaç nedeniyle tahliye davasının reddine karar verilmiştir.TBK, kiraya verene kiralananı kendisi, eşi, alt soyu, üst soyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin konut ihtiyacı için tahliye isteme hakkı tanımıştır. Yasada öngörülen ihtiyaç devamlılık arz eden bir ihtiyaç olup, geçici ihtiyaç tahliye nedeni olarak kabul edilmemiştir. Ancak uygulamada yazlık ihtiyacı yaşam biçimi olarak sürekli konut ihtiyacının bir devamı olarak nitelendirilmiştir. Bu ilkeden hareketle taraflara yazlık ihtiyacına yönelik delillerinin ibrazı için imkan tanınarak dava konusu taşınmazın bulunduğu yer ve mimari yapısı itibariyle yazlık nitelikte olup olmadığı hususunun araştırılması gerekirken eksik inceleme ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. "


Yeniden İmar ve İnşa Nedeniyle İhtiyaçtan Dolayı Tahliye



" 6. Hukuk Dairesi         2015/2565 E.  ,  2016/25 K. "İçtihat Metni"

... Dava, iş yeri ihtiyacı ve yeniden inşa ve imar nedeniyle kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Türk Borçlar Kanununun 350/1 ve 351. maddesine göre işyeri ihtiyacına dayalı olarak açılan tahliye davalarında ihtiyaçlının kirada olması halinde ihtiyacın varlığının kabulü için ihtiyaçlının ya tahliye tehdidi altında bulunması veya kiralananın yapılacak iş için daha üstün nitelikte olması, en azından halen iş yapılan yerle eşdeğer nitelikte bulunması gerekir. Eşdeğerlik durumu varsa mülkiyet hakkına üstünlük tanınmalıdır. Bu iki halden birisinin varlığı ihtiyacın kabulü için yeterlidir. Her iki halin birlikte olması gerekmez. Tahliye tehdidinin varlığı davacı tarafından ileri sürülmemiş ise mahkemece kendiliğinden nazara alınamaz. Oysa kiralananın halen iş yapılan yerden üstün olduğu ileri sürülmemiş olsa bile ihtiyaç iddiasının içinde bu husus da mevcut olduğundan mahkemece uzman bilirkişi aracılığıyla keşif yapılarak kıyaslama suretiyle bu hususun belirlenmesi gerekir. İhtiyaç iddiasına dayalı davalarda tahliyeye karar verilebilmesi için ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kanıtlanması gerekir. Devamlılık arz etmeyen geçici ihtiyaç tahliye nedeni yapılamayacağı gibi henüz doğmamış veya gerçekleşmesi uzun bir süreye bağlı olan ihtiyaç da tahliye sebebi olarak kabul edilemez. Davanın açıldığı tarihte ihtiyaç sebebinin varlığı yeterli olmayıp, bu ihtiyacın yargılama sırasında da devam etmesi gerekir. Olayımıza gelince; Hükme esas alınan 01.01.2004 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi konusunda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde Kozan ilçesinin sahip olduğu tarihi ve doğal güzelliklerin ön plana çıkarılması için tanıtım noktasının oluşturulmasına ihtiyaç olduğundan kiralananda yeniden inşa imar nedeniyle tadilat yapılacağını tadilat ruhsat ve projesinin ibraz edildiğini, kiraya verilen iş yerinde yapılacak bu tadilat sırasında davalının işyerinde bulunması ve işini devam ettirmesinin mümkün olmadığını, dava konusu yerin turizm tanıtım noktası olarak kamu yararına kullanılmasının planlandığını, davalının kira sözleşmesinin bitiminde işyerini tahliye etmesi ihtarla istendiği halde tahliye etmediğini bu nedenle kiralananın ihtiyaç, yeniden inşa ve imar nedeniyle tahliyesini talep ettiğini bildirmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde tahliye sebebini iki nedene dayandırmıştır. Birinci tahliye sebebi yeniden inşa ve imar nedeniyle tahliye, ikinci sebebi ise iş yeri ihtiyacı nedeniyle tahliyedir. Davacı vekili iseihtayacın samimi olmadığını 4 katlı binanın sadece zemin katındaki küçük bir bölümde imar uygulaması yapılmasının doğru olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. TBK 350/2 maddesine dayanılarak açılan davalarda tahliye kararı verilebilmesi için yapılmak istenilen tamirat tadilat ve genişletmenin imar amaçlı ve esaslı surette olması ve bu ameliyenin yapılması sırasında kiralananda oturmanın mümkün olmadığının fennen tesbit edilmiş olması, tamirat tadilat ve genişletme ile ilgili projenin yetkili makamlarca onanması ve uygulama kabiliyetinin bulunması gerekir.İbraz edilen projeye göre mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu sunulan rapor ve ek rapora göre "projeye göre duvarların alçı yapılması, tavanın ahşap döşeme ile kaplanması sırasında işyerindeki eşyaların bir tarafa toplanmasının mümkün olmadığı, tadilat esnasında tahliyesinin uygun olacağı" bildirilmiş ise de yapılan keşif ve mahallinde düzenlenen bilirkişi raporuna göre kiralananda yapılacak boya badana ve parke döşeme işinin basit tadilat olduğu imar amaçlı esaslı bir tadilat olmadığı anlaşıldığından yeniden inşa ve esaslı tamir ve tadilat nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabul edilmesi doğru değildir. Öte yandan davacı vekili dava dilekçesinde ikinci talep olarak kiralananda turizm ofisi yapılması için belediyenin bu taşınmaza ihtiyacı olduğunu bu yerin kamu yararına kullanılmasının planlandığını belirterek ihtiyaç nedeni ile tahliye talep etmiş ve dava dilekçesi ekinde delillerini bildirmiştir. Bu nedenle mahkemece dava konusu yerin kamu yararına tahsis edilmesi için encümen kararı bulunup bulunmadığının araştırılması, ihtiyaca ilişkin taraf delillerinin toplanması tanık ismi bildirilmiş ise dinlenilmesi ve varılacak sonuca göre iş yeri ihtiyacı nedeniyle tahliye konusunda bir karar verilmesi gerekirken taraf delilleri toplanmadan yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir. "


" Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/4383 E. , 2015/5449 K. Davacının .kapı nolu bağımsız bölümler hakkında ayrı ayrı ihtiyaç sebebiyle tahliye davası açtığı görülmüştür. Mahkemece, davacı delilleri toplanarak, davacının ihtiyacı açıklattırılmalı,. kapı nolu bağımsız bölümler hakkında açılan davaların birleştirilerek açılan tüm davalar yönünden ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olup olmadığı, işin dava konusu bağımsız bölümlerden birinde yapılıp yapılamayacağı, ihtiyacın niteliğine göre diğer bağımsız bölümlerin de tahliyesi gerekip gerekmediği, bağımsız bölümlerin birleştirilmesi gerekiyorsa bu birleştirmenin basit bir tadilatla ihtiyaca elverişli hale getirilip getirilemeyeceği konusunda mahallinde keşif yapılmak suretiyle, karar verilmesi gerekir. Davacının istemin yeniden imar ve inşaa nedeniyle tahliye istemi olduğunun anlaşılması halinde ise; yeni malikin 6098 sayılı kanunun 351(6570 sayılı kanunun 7/d maddesi karşılığı) maddesindeki sürelerden faydalanarak 6098 s.k. 350/2 maddesine göre tahliye davası açamayacağı hususu gözetilerek, yapılacak inceleme ve araştırma sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. "


Sağlık Nedeniyle İhtiyaçtan Dolayı Tahliye


Sağlık sebepleri yönünden ihtiyaçtan dolayı da kiralanan evin tahliye davası açılabilecektir.


" Yargıtay 6. Hukuk Dairesi         2013/14490 E.  ,  2013/14951 K.

" ... Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının 01/04/2011 başlangıç tarihli kira sözleşmesi ile başka bir taşınmazda kiracı olduğunu, davacının ev sahibinin davacının kiracısı olduğu daireyi boşaltmasını istediğini, davacının kirada bulunduğu taşınmazdaki binanın altında iki aydır ortaya çıkan pis su gider birikintileri, böcek ve sivrisinekler nedeniyle ikamete elverişli olmadığını, enfeksiyon nedeniyle davacının bebeğini kaybettiğini bu nedenle davacının ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. ... Olayımıza gelince; davacının halen kirada oturmakta olduğu hususu dosya kapsamı ile sabit olup, esasen bu husus mahkemenin de kabulündedir. Mahkemece her ne kadar davacının tahliye tehdidinin ispatına yönelik delil bildirilmediğinden ve tahliye tehdidini ispat edemediğinden bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, konut ihtiyacına dayalı davalarda ihtiyaçlının kirada oturması ihtiyacın varlığı açısından yeterli olup, ayrıca tahliye tehdidi altında bulunması gerekmemektedir. Davacının kirada oturduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığına göre ihtiyacın gerçek, samimi ve zorunlu olduğunun kabulü ile davalının tahliyesine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. "


Kiralayanın Çocuklarına ve Altsoy-Üstsoya Ait Konut İhtiyacı


İhtiyaç nedeniyle tahliye davası açılabilecek hallerden bir diğeri de, kiralayanın çocuklarının, altsoyunun ve üstsoyunun ihtiyacının ortaya çıkmasıdır. Altsoy veya üst soyun kirada oturuyor olması ya da reşit çocukların ebeveynlerinin yanında oturmak istememesi gibi sebepler tahliye davası açılmasına sebep olabilecektir.

" Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/5624 E. , 2015/7927 K. ...TBK’nun 350.madde kapsamına göre; bir kişi kendisi eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişilerin ihtiyacını gerekçe göstererek tahliye isteyebilir..."


Gerçek Kişilerin Dava Açması


Konut ihtiyacına dayalı tahliye davası açmak kiralayana aittir. Kiralayanın malik olması şart değildir. Bu bağlamda malik olmayan 3. kişiler de bu davayı açabilecektir. İhtiyaçtan dolayı tahliye davasını aynı zamanda mülkiyet hakkına dayanarak maliklerde açabilecektir.

"Yargıtay 6.Hukuk Dairesi 2006/9443 E, 2006/12237 K. ...malik olmayan kiralayan tarafından ihtiyaç nedeniyle gönderilen ve fesih iradesini içeren ihtarnameye göre malikin dava açabileceği kabul edilerek işin esasının incelenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddine karar verilmesini” doğru bulmayarak hükmü bozmuştur.


Tüzel Kişilerin Dava Açması


Tüzel kişilerin de, tüzel kişiliği sebebi ile ihtiyaçtan dolayı dava açabilmesi mümkün olabilmektedir. Örneğin tüzel kişiler lojman ihtiyacını karşılamak için dava açabilecektir.


" Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/5624 E. , 2015/7927 K. ...Gerçek kişilerin kendi mülklerini şirket ihtiyacı nedeniyle tahliye ettirebilmeleri mümkün değildir. Tüzel kişiler ancak kendilerine ait kiralananı kendi ihtiyaçları için tahliye ettirebilirler. Olayımızda davacı vekili dilekçesinde açıkça müvekkilinin sahibi bulunduğu şirkete gelen malların şirket içindeki iş hacmi nedeniyle işyeri yetersiz kaldığından, iş bu dükkanın müvekkilinin ortağı olduğu işyerinin depo ihtiyacı için kullanılacağını bildirmiştir. Bu durumda ihtiyaçlının gerçekte davacı A.. M..’ın ortağı ve şirket yetkilisi olduğu P.Tarım Ltd. Şti. olduğu, bu şirketin depo ihtiyacı için dava açıldığı anlaşılmaktadır. Bu durumda tahliye sebebi olarak gösterilen ihtiyacın, gerçekte davacıya ait olmayıp, davacının ortağı olduğu şirkete ait olduğu belirlendiğinden ve gerçek kişinin şirket ihtiyacı nedeniyle dava açması mümkün olmadığından davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. "


Dava Açma Süresi


Kiralayana konut ihtiyacına dayalı olarak tahliye davası belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde kiraya ilişkin genel hükümlere göre fesih dönemine ve fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açma imkanı getirilmiştir.

Kiralayanın davayı belirlenen sürenin bitiminden itibaren bir ay içinde açabilmesi için, önceden bir ihtarname göndermek zorunda değildir. Fakat yine de ihtarname göndererek kira süresi bitiminde konut ihtiyacı nedeniyle tahliye talep edeceği bildirmiş ise, bir aylık süre sona ermiş olsa dahi, kira süresi sona erdiği tarihten sonraki uzayan bir yıllık dönem sonuna kadar tahliye davası açabilecektir (Gümüş, 2013: 427).


" Yargıtay 6. Hukuk Dairesi 2015/4026 E. , 2015/5935 K. ... Dava, konut ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı vekili dava dilekçesinde, davalının müvekkilinin maliki olduğu taşınmazda 01/12/1999 tarihinden bu yana kiracı olduğunu, müvekkilinin kızı ....'in müvekkiline ait taşınmaza ihtiyacı bulunduğundan davalının tahliyesine karar verilmesini istemiştir. Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, Borçlar Kanunu'nun 350 maddesinde gösterilen süre koşullarına uyulmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir.6098 sayılı TBK.’nun 350/1. maddesi hükmüne göre ihtiyaç iddiasına dayalı olarak açılacak tahliye davalarının belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonunda, belirsiz süreli sözleşmelerde bu kanunun 328. maddesinde fesih bildirimi için öngörülen sürelere uyularak belirlenecek tarihten başlayarak bir ay içinde açılması gerekir. TBK.’ nun 353. maddesi uyarınca kiraya veren, daha önce veya en geç davanın açılması için öngörülen sürede dava açacağını kiracıya yazılı olarak bildirmişse dava, bildirimi takip eden uzayan bir kira yılı sonuna kadar açılabilir. Dava açma süresi kamu düzenine ilişkin olup, davalı ileri sürmese bile mahkemece kendiliğinden göz önünde bulundurulması gerekir. Davanın süresinde açılıp açılmadığının belirlenebilmesi için öncelikle kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin ve süresinin bilinmesi zorunludur. Davacının bildirdiği bu tarihlere davalı karşı çıkarsa uyuşmazlığın tarafların gösterecekleri tanık dahil bütün deliller toplanarak bir hadise olarak çözüme kavuşturulması gerekir. Olayımıza gelince; taraflarca inkar edilmeyen 01.12.1999 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi belirli süreli kira sözleşmesi niteliğindedir. Türk Borçlar Kanunu 347. maddesine göre konut ve çatılı işyeri kiralarında kiracı, belirli süreli sözleşmelerin süresinin bitiminden en az on beş gün önce bildirimde bulunmadıkça, sözleşme aynı koşullarla bir yıl için uzatılmış sayılır. Taraflar arasındaki kira sözleşmesi de birer yıl süre ile yenilenmiştir. Türk Borçlar Kanunu 350. madde gereğince kiraya veren kiralananı kendisi, eşi, altsoyu, üstsoyu veya kanun gereği bakmakla yükümlü olduğu diğer kişiler için konut ya da işyeri gereksinimi sebebiyle kullanma zorunluluğu varsa belirli süreli sözleşmelerde sürenin sonundan itibaren bir ay içinde ihtiyaç nedeniyle tahliye davası açabilir. Taraflar arasındaki kira sözleşmesi sonu 30.11.2013 olup dava 30.12.2013 tarihinde bir aylık sürede açılmıştır. Bu nedenle mahkemece işin esası incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde yanlış değerlendirme ile karar verilmesi doğru değildir. Hüküm bu nedenle bozulmalıdır. "


Comments


bottom of page